"Ayşeİlker hocam bir akademisyen, üstelik bir dil uzmanı, Türkolog olmasının yanındahikayeleriyle edebiyatı kuşatan bir zenginliğe de sahip. Ayşe İlker hocamın budenemelerinde dil uzmanlığını yani diyalektologluğunu da ayrıntılara inmedekibaşarısından, söz varlığına gösterdiği itinadan hatta kuyumcu titizliğinden vede sözü uçurtmalar gibi semanın sonsuz ufuklarında kanatlandıracak güzelliklesırlayan ifadelerinden anlayabiliyoruz."
Edebiyazıların yanında söze güzellik ve kıymet katan fikir yazılarının başındadeneme yazıları gelir. Yazar, gerçek manada söz sahibi olmayı denemeyazılarıyla gerçekleştirir. Deneme yazılarının ifadeye kattığı derinlik vegenişliğin yanında tutarlılık hiçbir fikir yazısında bu güce erişemez. Denemeyazısında her bir cümle okura göre manaya yön verir. Okur olarak alabildiğinkadarını alırsın. Ve her bir okumada deneme yazısının yorumu bitmez dahasıdeneme her okunduğunda yeni bir şeyler katmaya devam eder.
Bubağlamda deneme yazarları benim ayrıca saygı duyduğum, itina gösterdiğimyazarlardır. Onların tutarlılığı, hakikati hakkınca vermeleri, benliğe bendeolmayacak kadar tarafsız kalabilmeleri ve farklı pencerelerden hiç şaşmadandoğruya ulaşabilmeleri deneme yazısına ve yazarına bakışımd a sarsılmaz bir yer tutmalarını sağlar. Tabi bu her denemeyazdım diyen için geçerli değildir. Okur, okuduğu denemenin dilinden, ilminden,denemeden aldığı lezzetten ve de en mühimi denemeyi okuduktan sonra aklınamıhlanan cümlelerle aşinalık kazandığından her yazıyı aynı refleksle okumaz.Okumaları her denemede zenginleşir, yazıda gördüğü ve ulaştığı fik ir pencerelerinin sayısı artar.
Ayşeİlker hocamızın son kitabı "Denemeden Söyleşiye Bir Yol Gider" adını taşıyor.Deneme tarzında kaleme aldığı ve çeşitli dergilerde kaleme aldığı yazılarınıkitaplaştırmış. Bunlar her zaman rastlayabileceğimiz yazılar değil. İyi kikitaplaştırılmış. Son nokta konduğunda ortaya çıkan eser, okura denemeninsohbet yalınlığında, içtenliğinde farklı bir boyutunu da tattırmış olacak. Ayşeİlker hocam bir akademisyen, üstelik bir dil uzmanı, Türkolog olmasının yanındahikayeleriyle edebiyatı kuşatan bir zenginliğe de sahip. Ayşe İlker hocamın budenemelerinde dil uzmanlığını yani diyalektologluğunu da ayrıntılara inmedeki başarısından,söz varlığına gösterdiği itinadan hatta kuyumcu titizliğinden ve de sözüuçurtmalar gibi semanın sonsuz ufuklarında kanatlandıracak güzellikle sırlayan ifadelerinden anlayabiliyoruz.
Kitaptakiyazılar sözün varlığından başlayarak insanın "Biz" olma sürecine etki eden tümkavramları kuşatıyor. Yazarın sesi bir akademisyenin ilim penceresindenhakikate ulaşıyor. Okuduğum her bir denemede doğruya giden yollardan geçerekhiçbir tarafa sapmadan kendi kararımla hakikate ulaşabildim. Yüreğimden geçenleraklımın terazisinde dengesini buldu her bir deneme yazısında. Ayşe İlker hocambir bölüme şu sözü parola yapmış : "Bütüntuzak sözlere rağmen kelime var oldukça yalnız kalmayacaksınız." Bu cümlebize yazarın kelimeler yoluyla kendi istediği yerden değil "biz"e ait yerdenbakmamızı istiyor. Kelimenin manası hakikatte ne ise ait olduğu yer deorasıdır. Kelimeler var oldukça söz hakikatte hak ettiği yerde olacaktır.
Kitabınözellikle söze yer verdiği "Söz, Türkçe ve Eğitim Üzerine" başlıklı bölümdekilitlenip kalıyorum. Her bir yazıyı çeşitli şekillerde tekrar tekrar okuyorum.Çünkü birinci bölüm kitabın diğer bölümlerinde yer alan denemeleri okumamıza veanlamamıza anahtar oluyor. Alt metinlerin anahtarı söz üzerinden birincibölümde verildiğinden kitabın tamamı kendine ait okumalarla mana köprüsündengeçebiliyor. Bir dil uzmanıolarak kelimeleri manalarınca ince ince işleyen yazarımız bir yerde söz olsun,toz olmasın derken bir yerde kelimeler var oldukça yalnız kalmayacaksınız,diyor. Edebi eserlerin dilin varlığındaki tartışılmaz gücünü Türk eğitimsisteminin en önemli kaynaklarından biri olarak görüyor. Matematiği, Fiziği,Kimyayı, Tarihi ve her bir dersi anlamada dilin ve sözün varlığının öneminivurguluyor. Dil bütün manalara ulaşmada en önemli anahtar. Ve örnekler..
"İsteryargılasın sizi kelimeler ister biçilsin hükümler. Ve isterse beyinler, yanlışyorum yapan kelimeleriyle fethedilmiş olsun!
Sizin dekelimeleriniz var!
Bir muhatabınızolmadan da söyleyebileceğiniz, bir dostunuz dinlemeden de anlatabileceğiniz.
Kendinizedönecek, içinize dökülecek, yüreğinizin şelalelerinden akacak kelimeleriniz varsizin de.."
Buifadeleri okurken sözün hem mana hem üslup açısından gösterdiği güzellik banaşunu düşündürüyor. Özgünlükse özgünlük, yaratıcılıksa yaratıcılık ve de dilkurgusu. Evet, fikir yazılarını edebi yazılar arasında değerlendiremiyoruz. Amaşu ifadelerin yarattığı bediî zevke göre bu yazılara nasıl edebî yazıdiyemiyoruz. Söyleşiden denemeye bir yol giderse bu da bir tartışma konusuolsun. Üzerinde tartışıp hakikate erelim.
Kitaptakiher bir başlık bir Türk olarak sahip olduğumuz kimliği ve Türklüğün değerlerinitemsil ediyor. Ve Türk kimliğini oluşturan her bir kavramın ve anlayışınyaşadığımız süreçte bizi şekillendiren dönemin bizde bıraktığı izlere göregerçek bir muhakemesi yapılıyor. Hiçbir tarafa eğilmeden, bükülmeden aklınrehberliğinde vicdanımızda tamamlanan bir hakikatin rehberliğinde bizeaktarıyor.
Türkmilletinin en özgür devleti Türkiye Cumhuriyetinin yaşadığı sıkıntılarda, geçirdiğizorluklarda kaybedişinin ve kazanımlarının farklı bakış açıları arasında genişbir muhakeme alanında çözümlerine ulaşılıyor. Kitabın isminden de anlaşılacağıüzere söyleşiden denemeye bir yol gidiyor. Bıkmadan usanmadan, sabrederek,itinayla dinleyerek, her dinlediğinin hakkını vererek düşündürüyor,sorgulatıyor ve karar kılmada özgürbırakıyor.
"Dünya üzerindeağlayanlar, yaralananlar ve ölenler Türk olunca demokrasi ve barış kelimelerinidillerinden düşürmeyenler, neden sessizliğe gömülüyorlar, bunu anlamak lazım!." Şu hükme baktığımızda bu söze hakkını vermedenkarşı çıkanların hakikat karşısındaki tutumları dünyanın neresinde olursa olsunkabul edilemez. Aklın ve bilimin aydınlığına inananlar bu sözün doğruluğunu heryerde kabul edeceklerdir. Tarihin herhangi bir döneminde, herhangi bir yerindezulme, soykırıma uğrayan Türk'ün haklılığı ne zaman duyulmuş ve hakikati n ışığında yerini alabilmiştir?
Vebeni kuşatan ve sarıp sarmalayan bir deneme var ki o da "Dedem Yaşasaydı!" başlıklı deneme.İstiklal Harbi'ni kazanan ve Cumhuriyet'i kuran destan neslini hiç unutmamamızve her nesle tanıtmamız ve yaşatmamız gerçeği ile karşı karşıya geliyoruz.Cumhuriyet'i kuran, Cumhuriyet'e kanat geren atalarımızın onurlu duruşları veonların Anadolu'nun özünden aldıkları Türklük mayası ve kişiliklerine hattaşahsiyetlerine yansıyan davranışları bizleri kendimize getirmeli."Ben"liklerinin uçurumlarından, tuzaklarından kurtuluşun tek çaresi bizi "Biz"yapan birlikte beraberlikte, ahlaki duruşta. Almasını bilmeyen ama Hakk'a aşinagönülleriyle hep veren tertemiz insanlarımızda. Cumhuriyet tarihinde yaşanantüm zulümlerin, darbelerin karanlığında gerçek kimliğinden uzaklaşan,uzaklaştırılan insanın hikayesinde tek umut ışığı dedelerimizin, nenelerimizinsaf mayasında saklıdır. "Son Türk devletibu gün 86 yaşında. Dedem yaşasaydı 109 yaşında olacaktı. Yaşasaydı, yüz yıllıkbir çınar olarak, avuçlarından parmaklarına yayılan bütün güvenle,bakışlarındaki olanca müsamaha ile ve davranışlarındaki hakperestlik ve dürüstlükle şunudiyecekti bana : Bu devletiTürkler kurdu. Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Son Türk Devleti!. Ahmet,Ayşe, Neşe!. Uyanın bu sanrıdan ve silkinin!. Örülmüş ve yükseltilmiş birburcun söküldüğü hangi Türk tarihinin sayfalarında görülmüştür ki siz göreceksiniz!Kimin haddine Türk Devletini sökmek ve bölüşmek?.." Bu sözlerinardından sözün efendisine, kalem ve eser sahibine teşekkür ediyorum ve "Kimin haddine?" diyorum.
* Ayşe İlker,Söyleşiden Denemeye Bir Yol Gider, Dün Bugün Yarın Yayınları, İstanbul, 2020
Yorum yazarak Hamle Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Hamle Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Hamle Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Hamle Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Hamle Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Hamle Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Hamle Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Hamle Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.