Geçen
hafta yazımı, "Nezaket, kişinin ruhen olgunlaşmasının bir sonucu ve dışa
yansımasıdır. Bu olgunlaşma ise büyük oranda ailede atılan temel ile
mümkündür." diyerek bitirmiş; duyarsızlaşan, kabalaşan, kuralsız davranmayı
alışkanlık haline getiren, ilişkilerinde giderek daha kırıcı olan ve sonrasında
şiddete başvurmaktan çekinmeyen bir toplum olduğumuzdan hareketle bunun
nedenlerine değinmeye çalışmıştım.
Adeta
giderek ruhumuz kirlenmekte, bulaşıcı ve ölümcül bir virüs ilişkilerimizi
zehirlemekte. Öyle ki geçen hafta bir üniversitemizde, toplumun dini ve dinî
değerleriyle alay edip bunu bir eğlence aracı olarak gören sapkın anlayışın bir
örneğine daha şahit olduk.
Peki,
bu hastalığın ilacı ne? Bu bulaşıcı virüsten nasıl kurtulabiliriz?
Aslında
bunun basit bir yolu var. Öyle bir aşı geliştirilmesine ve virüse etkili bir
ilaç bulunmasına gerek yok. Yani beklemeye gerek yok. Bu ilaç; görgü ve
nezaket... Yani hoşgörü ve incelik kültürü...
Çare
görgülü (saygılı), hoşgörülü, nezaketli bir yaşam biçimini benimsemek...
Dünyayı
daha yaşanabilir hale getirmek ve insanlarla hoşça geçinebilmek için
yapabileceğimiz en iyi şey, topyekûn bir saygı, hoşgörü ve nezaket kültürü
geliştirmek...
Yorulan
ruhlarımıza nefes aldırmak için lazım olan şey, nezaketi hayatımızın merkezine
almak...
Çünkü
nezaket bir yaşam biçimidir. Bu kültür, çocukluktan itibaren aile içinde
kazanılır ve yaşam boyu ilişkilerimizi şekillendirir.
Çünkü
nezaket ailede öğrenilir.
Peki,
aile içinde bu kültürlenme nasıl sağlanacak? Ebeveynlerin bu konuda yapması
gerekenler nelerdir?
Öncelikle
anne-baba ve aile büyükleri görgü ve nezaket konusunda çocuklarına örnek olmalıdır.
Bu örnekliğin hane içerisinde olduğu gibi hane dışında da devam etmesi, bu
konudaki hassasiyetin başkalarıyla olan ilişkilere de yansıması, kısaca
davranışların tutarlılığı çocuğun karakterinin şekillenmesi açısından çok
önemlidir.
İkinci
olarak; çocuklara görgü yani genel saygı kuralları öğretilmelidir. Çocukların
kurallara uygun bir tutum ve davranış geliştirebilmesi amacıyla önce örnek
davranışlar yoluyla, ilerleyen dönemlerde bilişsel düzeye uygun olarak da
kavramsal olarak temel davranış bilgisi olan görgü hakkında açıklamalar
yapılmalıdır.
Üçüncü
olarak; kurallı yaşamaya alışan (görgüyü öğrenen) çocuklara önce nezaket
kavramı, ardından da görgü ve nezaket arasındaki fark öğretilmelidir. Kavramsal
ve davranışsal olarak görgü ve nezaket arasındaki ayrımın yapılması, çocuğun
kurallı davranış boyutundan içselleştirilmiş davranış (nezaket) boyutuna
geçebilmesi açısından çok önemlidir.
Son
olarak da çocukların kurallara uygun bir davranış geliştirmesi ve ilişkilerinin
odağına içselleştirdiği nezaketi alabilmesi için anne-baba ve aile büyüklerinin
nezaket kültürünü tüm yaşamlarına yaymaları gerekmektedir. Bu noktada anne-baba
başta olmak üzere aile büyüklerinin örnekliği çok önemlidir.
Aile
ilişkilerimize ve çocuk yetiştirme biçimlerine baktığımızda ise özgürlüğü
kuralsızlık sayan, terbiyeyi çocuğun yeteneklerinin köreltilmesi, rekabeti
bencillik olarak gören; çocukluğunu yaşasın diyen, çocuğu hayata değil
sınavlara hazırlayan bir çocuk yetiştirme pratiğimiz var.
Bu
pratik de çocukların görgü ve nezaketi öğrenmelerini engelliyor. Bu pratik,
hoyratlığın sinsice hayata yerleşmesine neden oluyor. Dahası, anne-baba kurallı
yaşamı ve nezaketi bir ihtiyaç olarak görmüyor. Ev içerisindeki bazı
davranışları anne-babasına karşı saygısızlık olarak görmeyen çocuk,
başkalarıyla ilişkilerinde de aynı şekilde hoyrat davranıyor.
Oysa âdâb-ı
muâşeret (görgü ve nezaket); ailede model alma ve aile içi eğitim yoluyla
kazanılan bir tür toplu yaşama disiplini ve buna dair pratik bilgidir. Bu
nedenle anne-babanın evdeki kuralsız ve hoyrat davranışları, çocukları da
kuralsızlığa ve nezaketsizliğe sevk etmektedir. Ev içinde rahat oturmak,
yatmak, yayılmak, giyinmek ve konuşmak insanları ev dışında ve sosyal
ilişkilerinde de rahatlığa alıştırmaktadır.
Bugün
görüyoruz ki kuralsızlığın, kabalığın, hoyratlığın, nezaketsizliğin başladığı
yer evlerimiz... Oysa evlerimizde bir düzen ve ihtimam olmalı. Görgü ve nezaketin
mutfağı evlerimiz olmalı. Nezaket evlerimizden dışarı taşmalı.
Özetle
görgü ve nezaket; ailede mutluluğun mayası, okulda müfredatın bir parçası, iş
hayatında ise biçimsel ilişkilerin tedavi edici bir aracı olmalı. Olmalı ki
böyle bir ortamda gözlerini yaşama açan, büyüyen, kişilik ve karakteri
şekillenen çocuk, iliklerine kadar işleyen bu nezaket kültürü sayesinde yaşamı
boyunca insan ilişkilerinde ve iletişimde başarılı olabilsin.
Unutmamalı
ki anne-baba açısından gerçek başarı, çocuklarına böyle bir kültürü
kazandırabilmektir. Çocuklarının geleceği için yapabileceği en büyük yatırım,
ailede bir nezaket kültürünü oluşturabilmektir.
Unutmamalı
ki nezaket; hoyratlığın ve şiddetin ilacıdır.
18.05.2022