Allah'u
Ekber Allah'u Ekber Le İlahe İllallah
Kurban
bayramı Müslümanlara Hz. İbrahim ve oğlu İsmail peygamber ile cenabı Allah arasında
geçen bir iman imtihanı neticesinde emrolunmuştur.
İbrahim
peygamber; ateşe atılma ve ateşin yakmayışı sonucunda Allah'ın emri ile göç
etmeye karar vermiştir. Kendisine en çok inanan amcasının kızı olan Sârâ ve
kardeşi Lut ile başka mekân bulmak üzere Mısır'a doğru gittiler. Yolda Allah'ın
emri ile Sârâ
ile evlendiler. Mısıra yaklaştıkça öğrendiler ki sara ile saraya girmek
tehlikelidir. Sarayı sanduka içine saklamasına çare olmadı. Sarayın bekçileri Sârâ'yı
hükümdarların huzuruna çıkardılar. Hükümdar Sârây'a dokunmak isteyince
eli kurudu. Neticede hükümdar Sârâ'yı uğurlarken birde genç kız hediye etti
Hacer. Hz. İbrahim eşi Sârâ ve yardımcısı olan Hacer ile üç kişi Filistin civarında
Kadisiye denilen yerde çiftçilik ve çobanlık yaparak zengin oldu. Ama çocuğu
olmuyordu. Sârâ kendisinin çocuğu olmayınca Hacer'i kocasına verdi. Hacer'den
bir oğlu dünyaya geldi. Aradan çok geçmeden Sârâ huzursuz oldu çünkü
İbrahim çocuğu çok seviyordu. İbrahim, oğlu ortada yokken cenabı Allah'a vaadi
var onu baliğ olunca Allah için kurban edecek. İbrahim peygambere rüyasında
deniliyor ki Sârâ ne istiyorsa hiç itiraz etmeden yap bu durumda Sârâ'nın
isteği üzerine Hacer'i ve oğlunu alarak yola çıkıyorlar. Kendilerine
yönlendiren ve gidilecek yeri yakınlaştıracak kudret elbette var. Okumakta
olduğum peygamberler tarihinde Burak isminde binek ve onun önünde giden Cebrail
Aleyhi selam var deniliyor.
Bugünkü
kabenin olduğu yere bırakılıyorlar kendisine tembih ediliyor. Sârâ ne
demişse aynen uygula İbrahim peygamber Hacer'e diyor ki; Buraya gelmenizi Allah
istedi şimdi ben gidiyorum sizi ona emanet ediyorum dedi. İman yüklü olan Hacer
diyor ki; Mademki Allah'ım istedi bize mukayyet olur. Bu şekilde ayrıldıktan
sonra ana oğul susuz ve taşlık yerde iman gücü ile hiç sızlanmadan bir köşeye
sığınıyorlar ancak su ve erzakları bitmiştir. Özellikle su aramak maksadıyla
Hacer Sefa tepesine çıkıyor etrafa bakınarak ve koşarak Merve tepesine gidiyor
oradan tekrar Sefa tepesine derken dört defa gidip gelirken bir yandan da
İsmailli gözlüyor bir ses duyuyor Hacer, su sesidir bu işte zemzem suyu
şırıldayarak akıyor. Tamda İsmail'in ayakları ile tepindiği yerde. Hacer
Allah'ına şükürler ediyor bir yandan su içiyorlar aynı zamanda açlıkları da
kalmıyor her hafta muhakkak gelen baba İbrahim gelip görüyor ve şöyle dua
ediyor. Yarabbi hikmetinden sual olamaz bu yerde su çıkmışsa bunda Yaradan'ımın
emri vardır. Nihayet İsmail 15 yaşlarına geldiğinde de rüyalar görmeye
başlıyor. Baba İbrahim vaadini tut oğlunu kurban et, özetle oğlunu kurban etmek
için bıçak bir türlü kesmiyor. Bıçağı taşa çarpınca taş yarılıyor bir yandan da
üçayağı bağlı bir koç meleyerek karşı tepeden gelmektedir. Kendisine nida
geliyor imtihanı kazandın ya İbrahim bundan böyle kurbanlar şu şu şu
hayvanlardan olacak deniliyor cenabı Allahtan nida geliyor.
Allah'u
Ekber Allah'u Ekber Le İlahe İllallah
Kâbe
binasının yapılması görevi baba oğul ikisine veriliyor. Hâce-tül Esvet taşı
tarif ediliyor insanlar gelsinler burada hac yapsınlar ya İbrahim çağır bütün
insanları denildiğinde İbrahim diyor ki; Yarabbi beni nasıl duyarlar sesim
onlara ulaşır mı? Cenabı Allah'tan gelen nida (lebbeyk innel hamde vel nimete)
Peygamberimiz
İslamiyet'i ilan ettiği sıralarda kıble henüz bilinmiyordu. Medine de cemaatle
namazın önünde mescidi aksa tarafına dönüleceği sırada bir nida geliyor.
Kıbleniz mescidi haramdır mescidi haram ise Mekke de Hz. İbrahim ve oğlu
İsmail'in yaptığı kabedir.
Allah
nice bayramları hepimizi göstersin diyerek mübarek kurban bayramınızı
kutluyorum.