Duyarsız
bir toplum olduk. Kabalığı normal görmeye başladık. Birbirimizi kırıp dökmeyi
maharet sayan, nobranlığı dobralık olarak gören anlayış ayrık otu gibi hepimizi
sardı. Argo ve müstehcen konuşmayı espri sayar olduk. Başkalarının inancıyla
alay etmeyi eğlence sanır olduk.
Öyle
ki daha da ileri gidip vicdansızlaşan, toplumun değerleriyle alay eden
insanların yaptıklarına her gün üzülerek şahit oluyoruz.
Haz
ve hız çağında yaşadığımız malum. Ancak bedenlerimizin peşine takılan
ruhlarımız da yoruldu. İlişkilerimizdeki bencillik ve hoyratlaşma ile maneviyat
eksikliği hepimizin ruhunu da ilişkilerini de kirletti.
Bu
kirliliğin etkisiyle kurallı yaşamı (saygı/adabı muaşeret/görgü)
içselleştiremeyen insanlar, giderek daha kaba ve sert insanlar haline geldi.
Kabalıktan şiddete, saygısızlıktan hadsizliğe doğru akan bir çizgide hızla yol
alıyoruz.
Peki
insan neden kabalaşıyor? Neden hoyrat ve sert davranıyor? Neden duygusal ve
fiziksel şiddete başvuruyor? Bunun birçok nedeni olabilir ancak aklımıza gelen
ilk nedenleri şöyle sıralayabiliriz:
İnsanın
özünü, varlığının anlamını ve yaşam gayesini ihmal eden modern yaşam ve düşünce
biçimleri...
Ahlaki
zafiyet... Manevi boşluk... Bilgi ve kültür eksikliği... Zaman baskısı ve rekabetten
kaynaklanan acelecilik... Maişet telaşı ve buna bağlı koşuşturma...
Bulunduğu
ortama, özellikle de yaşadığı şehre adapte olamama, şehrin kültürüne
eklemlenememe, aidiyet bilincinin oluşmaması; yani kendisini o şehre, o topluma
ve o gruba ait hissedememe...
Bencil
ve sınırsız bir özgürlük düşüncesi ile yetiştirilmiş olma, insanın ruhî yanını
ihmal eden, "ben"i ve bencilliği parlatan modern yaklaşımların etkisinde kalma...
En
önemlisi de bütün bu nedenlerin öncesinde ve ötesinde ailenin ihmal edilmesi,
çekirdek aile ile birlikte aile içi ilişkilerdeki yozlaşma...
Saygısızlığın,
kabalığın, hoyratlığın, nobranlığın, kuralsızlığın, şiddetin çaresi ise görgü
(saygı) ve nezaket... Yani kurallı ve incelikli bir davranış biçimini benimsemek...
Ailenin
ihmali ile birlikte birçok konuda olduğu gibi kurallı ve incelikli davranış
konusunda da sınıfta kaldık.
Çünkü
görgü ve nezaket ailede öğreniliyor. Görgü ve nezaketin temeli ailede atılıyor.
Kurallı ve incelikli bir davranış öncelikle ailede öğrenilip sergileniyor.
Ailede
bu ilişkilerin ihmal edilmesi, maneviyat eksikliği, ahlaki kayıtsızlık, zaman
baskısı, maişet telaşı, bencil tutum ve davranışlar, özgürlük anlayışı ve
modern çocuk yetiştirme biçimleri bir araya geldiğinde; yalnızlaşan,
değersizleşen, anlamını bulamayan, kendini güvende hissedemeyen, dolayısıyla da
kendini korumaya alan insan kabalaşıyor, hoyratlaşıyor, daha ileri boyutta ise
şiddete başvuruyor.
Çünkü
insan; kendisini başkalarına göstermek, varlığını kabul ettirmek, muhtemel
tehlikelerden korunmak, kendisini tehdit olarak algıladığı şeylerden korumak
istiyor. Kendisi için tehdit gördüğü şeylere karşı geliştirdiği hınç ve hırsla
varlığını garantiye almak istiyor.
İşte
bu noktada elinde saygı ve nezaket anahtarı olmayan insan, kapıyı kırarak
açmaya çalışıyor ya da korunmak için araya duvarlar örüyor. Bunu yaptıkça da
kurallı davranışı (görgü) ve nezaketi daha çok göz ardı ediyor. Savaşta her
şeyi mubah sayıyor. Onun için de kabalaşmaktan, kırıcı olmaktan, şiddet
uygulamaktan çekinmiyor. Hakaret etmekten, alay etmekten, başkalarının
değerleriyle dalga geçmekten çekinmiyor.
Bu
tür olaylara şahit olduğumuzda bu davranışların sahiplerine kızıyoruz. Bence
yanlış yere odaklanıyor, yanlış insanlara kızıyoruz. Sorun, kişisel değil,
kurumsal... Aile kurumunun değerlerinin ve gücünün zayıflaması... Eğitim kurumunun
asli fonksiyonundan uzaklaşması...
Çünkü
görgü ve nezaket anlatılarak değil, gösterilerek öğretilir. Yaş itibarıyla
algıda seçiciliği yüksek olan çocuklar, her şeye dikkat eder ve model alma
yoluyla öğrenir. Bunun için çocuğun terbiyesi için ailede görerek ve göstererek
öğrenme modelinin benimsenmesi; inançlara ve değerlere saygı başta olmak üzere
anne-babanın örnekliği ve ilişkilere ihtimam göstermesi, çocukların görgü ve
nezaketi öğrenmesi için olmazsa olmazdır.
Nezaket,
kişinin ruhen olgunlaşmasının bir sonucu ve dışa yansımasıdır. Bu olgunlaşma
ise büyük oranda ailede atılan temel ile mümkündür.
Bir
mâni olmazsa haftaya buradan devam edelim...
11.05.2022