25
Nisan 1915 sabahı, 18 Mart 1915 günü deniz savaşlarında mağlup olan İngiliz -
Fransız donanmasının askerleri Gelibolu'da kara savaşlarını başlattılar.
Çanakkale
Boğazını geçemeyen ve büyük bozguna uğrayan İngiliz - Fransız ordusuna,
gerisinde konumlanan ABD donanması lojistik destek veriyordu.
İngiliz
- Fransız ordusu boğazları geçip, Almanya ile savaş durumundaki Carlık
Rusya'sına yardım etmek için acele ediyorlardı.
25
Nisan 1915 günü karadan saldıran İngiliz - Fransız ordularının karşısında bu
kez, Osmanlı ordusunun başında Yarbay Mustafa Kemal bey vardı.
Mustafa
Kemal, saldırganların karaya çıkmak için Gelibolu'da belirledikleri sahilin üst
kısmında askerlerine Nal'a benzeyen büyük bir siper kazdırmıştı .
Nal'a
benzeyen siperin kuzey ucundaki askerlerimizin başında yedek subay matematik
hocası ve "Efe Rasim" lakaplı Rasim bey bulunuyordu.
Soyadı
yasasından sonra Rasim Bey , "Okçu" soy adını aldı.
Mustafa
Kemal, Nal şeklindeki siperleri sık sık denetliyor, askere moral veriyordu.
Öyle
durumlar oluyordu ki, Mustafa Kemal, siperleri gezerken düşman kurşunlarına
kolaylıkla hedef olabilecek hâller oluşuyordu.
Mustafa
Kemal sanki ölümsüz bir komutan gibi büyük siperi baştan sona doğru sık sık
denetliyor, askere moral veriyordu.
Mustafa
Kemal, Efe Rasim Teğmenin komutasındaki en uçtaki siperi denetlerken, Rasim
Teğmene "Aman Teğmenim, çok dikkatli olun. Düşman eğer burayı geçer ise,
arkamızdan dolanma şansını yakalar ve biz zor durumda kalırız. Sık sık sahilde
bir hareketlenme olup olmadığına dikkat edin" diye uyarır.
Rasim
Teğmen'de "Komutanım, isterseniz siz burada iken ben sahile kadar ineyim,
size son raporumu vereyim" der.
Mustafa
Kemal Rasim teğmenin bu teklifini çok beğenir ve "İyi olur Teğmen"
diye onay veriyor.
Efe
Rasim, yanına çavuşunu da alarak gecenin karanlığında sahile iner.
Bir
zaman sonra Efe Rasim yukarıya çıkar ve Mustafa Kemal'e matarasını uzatır.
Mustafa
Kemal hiç tereddüt etmeden matarayı ağzına götürür ve teşekkür ederim
Teğmenim" der ve en uçtaki siperden diğer siperleri denetlemeye yönelir.
Efe
Rasim sahile kadar inmiştir, kimseler yoktur, matarasını deniz suyu ile
doldurarak, yukarıya çıkmıştır.
Mustafa
Kemal mataradaki deniz suyunu tadınca sahile inildiğini, henüz bir harekatın
başlamadığını anlamış, Teğmen Efe Rasim'e teşekkür ederek görevinin başına
dönmüştür .
Bu
şiir gibi olay daha önceden konuşulmamış ve iki zeki insanın doğaçlama halleri
ile yaşanmıştı.
Bizi
bu güzel vatani bırakan Mustafa Kemal, Efe Rasim gibi kahraman askerlerimizin
önünde saygı, sevgi ve özlemle eğiliyorum.
Ne
mutlu Türküm, diyene.