Belge-1
23 Ocak 1922 tarihinde Mustafa Kemal Paşa'nın
emri ile bastırdığı pullarda Bozkurt resmi vardır. Daha Cumhuriyet ilân
edilmeden, gelecek günlerde Türklük sembolünün dirilişine ışık tutmuştur. 1927
yılında tedavüle çıkarılan 5 ve 10 liralıkların ortasında bozkurt amblemi
vardı. Gene Atatürk ilk yolcu gemimizin adını bozkurt koymuştur. Bu gemimiz Ege
Denizinde Fransız Lotus Gemisiyle çarpışmış, bu dava uluslararası mahkemeye
intikal etmiş, dönemin Adliye Bakanı Mahmut Esat avukatlığını yapmış ve
kazanmıştır. Bu sebeple Atatürk 1934'de soyadı kanunu çıktığında Mahmut Esat'a
Bozkurt soyadını vermiştir. 1927 yılında Atatürk tarafından yaptırılan Türk
Ocağı Binasının sahnesine Atatürk'ün emri ile bozkurt yerleştirilmiştir. Şu
anda Resim-Heykel Müzesi olan binanın sahnesinde bu muhteşem bozkurt yer
almaktadır. Yine Atatürk zamanında devlet okullarında okuyan öğrencilerin
şapkalarında bozkurt sembolü yer almıştır. Ankara Ulus heykelinde de bozkurt
yer almaktadır. Batıkların Atatürk'e bozkurt unvanını vermelerinin sebebi, onda
Türk milliyetçiliği ruhunu görmelerindendir.
Komünistlerden başkasının bildiği gibi,
Atatürk'ün ölümünden sonra önce para ve pullardan bozkurt sembolleri
kaldırılmış, sonrada Türk Cumhuriyetinin her kademesinden kaldırılmıştır.
Atatürk'ün Türk dünyası araştırmaları yapması
için kurdurduğu Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nün kapısına kilit
vurulmuştur.
Belge-2
Yıl 1959, 15 Temmuz günü Brüksel'den gelen
telgraflar Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'yu bir hayli sinirlendirdi.
Sebebi, Yunanistan'ın ortak pazara girmek için müracaat etmiş olması idi. Aynı
anda gümrük birliğine de müracaat eden Yunanistan bölgede tarım ürünleri aynı olan
Türkiye'nin ihracat pazarını kapmış olacaktı. AET'den bizden fazla kredi de
alabilecekti.
Merhum Zorlu kısa sürede Türkiye'nin başvuru
girişimini hazırlattı. Başbakan Menderes ve Cumhurbaşkanı Bayar da onayladı.
ABD büyükelçisi davet edilip, kendisine Türkiye'nin
başvurusunda Washington'un tepkisinin ne olacağı soruldu. Üç gün içinde cevap
geldi. Türkiye'nin Batı Avrupa ile ilişkilerini güçlendirmesinden memnun olur.
İtirazı yoktur. 30 Temmuz günü Türkiye'nin ortaklık girişimi kabine
toplantısında gündeme getirildi. Devlet Bakanı Samet Ağaoğlu'nun, şüphelerinin
olduğunu söylemesi Başbakan Menderes'i sinirlendirdi. Ne demek, Yunanlıların
girmesi karşısında Türkiye seyirci mi kalacak? Türkiye Cumhuriyeti bunun
dışında kalamaz onların altından kalkıp da, bizim başaramayacağımız ne olabilir
ki.
Ertesi günü (31 Temmuz 1959) Brüksel'de ve 6
AET ülkesi başkentinde Türk büyükelçileri başvuru mektubunu dağıttılar. Ortak
pazarı oluşturan 6 ülke, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg
dış işleri bakanlığından kurulan bakanlar konseyi Brüksel'de bir araya
geldiler. Son gündem maddesi olan Türkiye'nin müracaatı görüşüldü. Neticede
olumlu karar alındığı açıklandı.
Bu belgeden de anlaşıldığına göre Menderes ve
Zorlu'nun, hiç hata yaptığını 62 yıldan beri göremiyoruz. Ama biz ne yaptık?
Onları vatan haini diyerek astık. 62 yıl geride değiliz, 100 yıl gerideyiz diye
iddia ediyorum.
Bozkurt diyenlerin tırnaklarını sökenler ile
Menderesleri asan zihniyet aynısıdır. Şimdi de her iyinin altına red imzası
atanlardan bile kurtulmak için AB'ye girmek değer doğrusu diyorum.