AK
PARTİ DE ADAYLAR ÇOĞALIYOR...
AK
Parti Muğla İl Kongresi 5 gün sonra 1 Şubat Pazartesi günü yapılıyor.
AK
Parti Muğla'da
partisinin Genel Merkezi'nin adayı olduğunu söyleyen İl Başkanı Kadem
Mete'nin tek başına adaylığında "tek liste" beklentisi ile sessiz
sedasız, şaşkınlık ve söylentiler içinde kongreye giderken çarşı karıştı.
Çarşıyı
karıştıran beklenmedik biçimde AK Parti'nin kurucu üyelerinden Süleyman
Reyhan oldu. O'nun açtığı kapıdan Bodrum'dan "Sarıkeçili
Obası"ndan, önce MHP'den sonra AK Parti'den Mumcular
Belediye Başkanı olan Kazım Avcı "Bende varım" deyip, geçip
geldi. Bir de dün AK Parti Milletvekili adaylarından Elvan Göçer'in adı
ortaya atıldı. Bugün adaylığını açıklaması bekleniyor. Pazartesiye kadar
adaylar çoğalacak gibi görünüyor...
Aslında
Kadem Mete'nin karşısına çıkan ilk aday Türkiye Beyazay Derneği Muğla
Başkanı Pınar Boyacı olmuştu. Dün "Kongrede çıkacak mısın?"
diye sordum. "Gerek kalmadı. Ben o zaman 'adam çıkmazsa adayım' demiştim.
Çıkan isimler kongre salonunda çıkmazlarsa, 30 imzaya bakar, ben çıkarım."
dedi.
xx xx xx
Aslında
Kazım Avcı da adaylığını bana 29.10.2020'de açıklamıştı. Araya
bir şeyler girmiş o açıklamayı paylaşamamıştık. Antalya da, Muğla
gibi turizm-tarım memleketi ve sosyolojileri hemen hemen aynı; yörükler ve
turizm nedeniyle gelip yerleşenler, iş tutanlar vs... "Geçenlerde
Dışişleri Bakanı ve Antalya Milletvekilimiz Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun
başdanışmanı ile sohbet ederken bunu hatırlatarak kendisine 'Peki Ak Parti'nin
kuruluşundan bu yana Antalyalı olmayan bir il başkanınız oldu mu?' diye sordum.
Cevap 'hayır' oldu." diyen Kazım Avcı şöyle anlatmıştı:
"Bizde
ise bildiğim kadarıyla sadece Gültekin Akça oldu 1-2 yıl kadar. Efecim ben,
1863 nüfus sayımında Milas ve Bodrum ilçelerinde sayılan yörüklerin çocuğuyum.
1999 ve 2004 seçimlerinde Cumhur ittifakına CHP'yi de katarak seçilmiş bir
belediye başkanı olarak diyorum ki: Muğla il başkanı veya milletvekili olacak
kişi, hatta Muğla'da siyaset yapacak tüm kişiler (Ak Parti için
söylüyorum) Pehlivanlığı sevecek, kacak güreşmeyecek, deve-boğa ve pehlivan
güreşlerine gidecek. Cenaze, mevlüt gibi dînî gün/gecelere; Düğün dernek ve
kutlamalara katılacak, Zeybek oynayabilecek. Muğlalı bu üç şeyi sever, böyle
olanları, böyle yapanları sever. Bize Muğlalı başkan Muğlalı aday lazım. 'Van
canavarı' Yalım Erez'den bu yana bunun böyle olduğunu Muğlalı sandıkta
gösteriyor. Sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuç beklemek aptalların ya da
'sen, ben, bizim oğlan'cıların işidir. Aksi halde sittîn sene Osman Gürün
giller seçim sonunda meydanda zurna çaldırıp Zeybek oynar haklı ve başarılı olarak."
xx xx xx
AK
Parti Muğla İl Başkanı adayı Kazım Avcı o gün sohbeti "Ben,
bugün iktidar ortağı olan MHP'den istifa ederek tam 1 yıl Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın parti kurmasını beklemiş ve zamanında
gövdemi taşın altına koymuş birisiyim. Şimdi taşın altına elimi koymaktan
çekinmem." diye noktalarken, neden "İl Başkanlığı?" soruma da
şöyle yanıt vermişti:
"Kendimi
Muğla, Muğlalılar için her türlü sadakatin, liyakatım, eğitimim ve karakterimle
hazırladım. Muğla'da yaşayan herkes Muğlalıdır, bir tesbih gibi, tamam eyvallah
ama tesbihin imamesi Muğla toprağından olmalıdır. Bunu herkesin bilmesini
isterim. Kişisel ikbal ve koltuk peşinde değilim. 19 yıllık Ak Parti döneminde
sadece Gültekin Akça Muğlalı il başkanı oldu. O da 1-2 yıl sonunda
milletvekilliği için istifa etti. Ben, Reis'e olan sevgi ve sadakatim ve dava
adamı olarak Muğla'da Ak Parti'nin toparlanması gerektiğine inanıyorum. Tek
amacım da budur. Ne 2023'te milletvekilliği, ne de 2024'te belediye başkanlığı
adaylığı için il başkanlığına aday değilim. Sağın kalesi Muğlamızda Ak Partinin
aldığı seçim sonuçları kalbimizde sızı olsa da alnımızda yazı değildir. Muğlamızı,
insanımızı tanımadan siyaset yapanların elleriyle toprağımızın çoraklaşmasına
razı değiliz. Bütün mesele bundan ibaret."
Hukuk
Fakültesi son
sınıf öğrencisi olan ve iyi derecede İngilizce, orta derece Arapça
bilen Kazım Avcı yaptığı yazılı basın açıklamasında yukarıda benimle
paylaştıklarının dışında "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile 2000
yılında ve henüz İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı olduğu sırada
tanıştım ve birlikte yol yürüme sözü verdim. Sözümün gereği olarak, iktidar
ortağı olan partim MHP'den istifa ettim ve Ak Partimizin kurulmasını bekledim.
Türkiye'de Ak Partiye katılan ilk belediye başkanlarından oldum."
ifadesinde bulundu.
Dün
"Kararlı mısın?" diye sordum. "Sayın Cumhurbaşkanım çekil demezse
elbette kararlıyım" dedi... Bakalım adaylığı kabul edilir de kendi "tarifine
uygun" AK Parti'nin ilk Muğlalı il başkanı olur mu?
xx xx xx
AYÇİN
EVGEÇ DALGIÇ, İYİ PARTİ'DEN NEDEN GİTTİ GELDİ?
İYİ
Parti'nin
son yerel seçimde Menteşe Belediye Başkanı adayı Ayçin Evgeç Dalgıç
partisinden istifa etmiş, haberimiz olmamış. "Kol kırılır yen içinde
kalır" anlayışı ile paylaşmak istememiş. Saygı duyulur...
İYİ
Parti'de
yaşanan "Ümit Özdağ vakası"na bağlı olarak Muğla İl Başkanı İncilay
Gezgin Şekardağ'ın yönetiminin boşaltılması sonucu İl Başkanlığı'nın
düşürüldüğü sırada Dalgıç da partisine geri döndü. Ancak "Kol
kırılır yen içinde kalır" düsturu burada işlemedi. Sayın Dalkılıç
neden gittiğini tam olarak anlatmasa da neden geri döndüğü ile ilgili sosyal
medya paylaşımları da biraz manidar oldu... İl yönetimini boşaltanların
istifalarını tebriki ile dönüşünün zamanlaması ve gerekçeleri de "Ayçin
Evgeç Dalgıç il başkanı mı oluyor?" sorularına neden oldu. Belki
kendisinin de istemediği algılara yolaçtı.. Ki söylemleri beni de şaşırtmıştı..
Tabi
biz de objektif gazeteciliğin gereği kendisine konulara açıklık getirmesi
fırsatı verdik.
Açıklamasında
"Merak edip, şaşırdığınız husus ve sorularınıza kısa cevap vereceğim.
Kendi köşenizde yazacağınız için şimdiden teşekkür ederim. Geri dönüş için
manidar bulduğunuz zamanlama benim için de manidardır. Tahmin edeceğiniz gibi
bu il başkanı olma hevesi ya da beklentisi değildir." diyen Ayçin
Evgeç Dalgıç şu ifadelerde bulundu:
"Böyle
bir niyet, hedef önceden olmalı ki umut doğsun. Ki öyle olsaydı zaten istifa
etmez, bu doğrultuda çalışır kongrede aday olurdum. Sadece il teşkilatının
kapısından gönül rahatlığı ile girme umudum doğmuştur. Dönüşüm daha demokrat ve
kararlarda il yönetiminin de olacağı umudu doğduğu içindir. Aynı gerekçe ve
memnuniyetsizlikten şikayet edip, güveni ve kalbi kırılıp giden o kadar üye var
ki. Kimisi dönmeye başlamış, kimisinin de dönebileceğini tahmin ediyorum. Şimdi
biat kültürünü reddedenlerin kendi başlattıkları, uzlaştırıcı ve kucaklayıcı
olmaktan çok uzak, yine en önemlisi makam benim, benim dediğim doğru diyen,
şeffaflıktan uzak, çözüm üretip partiye ivme kazandıracak çabadan uzak,
duygusal bir yönetim, idare şeklinin ortadan kalkması dönüşlerde en önemli
etken bence."
Şimdi
burada "biat kültürünü reddedenlerin kendi başlattıkları" derken,
"Bu ifadenin odağındaki İncilay Gezgin Şekerdağ mı?" diye sormak mümkün,
ama sadece yeni cevap hakları doğurmuş oluruz...
xx xx xx
Ayçin
Evgeç Dalgıç
"Başkanlıktan düşürülmenin parti içi demokrasi ile nasıl açıklanabileceği"
soruma da "Sorunuzun muhatabı ben değil, istifa eden üyelerdir."
yanıtı verirken, "Fakat bende bir tahminde bulunayım. Sizin de yazınızın
başında haklı olabilirler diye belirttiğiniz; başına buyrukluk, genel merkezi
dinlememek gerekçelerinden olsa gerek." diyerek şöyle devam etti:
"İstişare
yapılmadan alınan şahsi karar anlamında tepkilerini gösterdiler herhalde diye
düşünüyorum. Bu ve buna benzer, daha öncede yönetim kuruluna danışmadan alınan
kararlar yaşanan realitede olduğu için (aday belirleme gibi) son
durumda da son damla olmuştur. İşte tam da bu gerekçeler ve hususlar, parti içi
demokrasinin işlemediği, işletilmediği ile ilgili sorunuzun yeterli yanıtıdır
sanırım."
İl
Başkanlığı
konusunda "İYİ'ler kervanına kaldığım yerden yeni il başkanı olarak
değil, en baştan üye olarak başladığım yerden katılıyorum." diyen Ayçin
Evgeç Dalgıç, daha önceki istifası ile ilgili de "Ben 11.09.2019 da
istifa ettim. Diğer husus; giderken dilekçe vermeme gerek kalmadığındandır."
diyerek şöyle anlattı:
"Gerekçemi
yazdığım dilekçedeki isnatlarım anında grupta engellenerek okunmasına bile
müsaade edilmedi. Kendi varlıklarının devamı için doğaldır. Seçmene gerekçeleri
yansıtmamak için Allaha ısmarladık bile demedim. Seçmene açıklamadığım
gerekçelerim: Kendime ve partime saygımdandır; Hâlâ parti içi disiplinini
gözetmemden 3. Parti içinde olan meseleyi kırgınlığı aile içi mesele gibi
görüp, mahremiyetini korumak istememdendir; Ve başkanlık makamını (makam olarak)
partimin genel anlamda zarar görmesini istemediğimden ve seçmenin algısını
bozmamak adınadır. Zaten istifamı e devlet üzerinden yapmıştım. Ayrıldığımı
hâlâ bilmeyenler olmasına karşın, bilip 'böyle gitme' diye bana kızanlar da
olmuştu. Fakat şimdi hak verip takdir ediyorlar. Dönüşte süreci bilen
arkadaşlardan, üyelerden sessiz kalıp, mahremiyeti koruduğum için de takdir ve
teşekkür alıyorum. Bu da benim için yeterli. Demek ki zamanında doğru bir karar
vermişim."
xx xx xx
Ayçin
Evgeç Dalgıç açıklamasını
"Özcan bey babamın şahsı ve benim için güzel dileğinize teşekkür ederim.
Herşeyi bilmiş olsaydınız zaten, herşeye rağmen cümlesini kullanmıyacağınızı
biliyorum. Özgür kalem Özcan bey, umarım bir nebze de olsa sorularınıza ışık
tutabilmişimdir. Hoşçakalın." diye noktaladı.
Ayçin
Evgeç Dalgıç'ın
açıklamaları beni tam anlamıyla tatmin etmedi. İncilay Gezgin Şekerdağ'ın
il başkanlığının düşmesine neden olan istifaları verenlerin "gerekçeleri"ni
"tebrik" ettiğine göre "parti içi demokrasi" konusunda aynı düşüncede
olmamız mümkün görünmüyor... Anladığım kadarıyla gerçek anlamda istifa etmemiş,
ne olduysa "Gidiyorum" demiş, ama sanırım sesini duyması
gerekenler duymamış, o da hiçbir şey olmamış gibi geri gelmiş... Kendisi
söylemiyor, ama istifasının tam olarak açıklamadığı gerekçelerinin odağında da
sanırım İncilay Gezgin Şekerdağ var gibi geldi bana... İncilay Gezgin
Şekerdağ il başkanlığı düştüğünde bana bir açıklama göndermiş,
paylaşmamıştım. Onu da bir ara paylaşırız.
Politika
bu, belli mi olur, eğer İYİ Parti İl Başkanı olursa Ayçin Evgeç Dalgıç'a da
başarılar dilerim...
-----------------------------------------
GÜNÜN SÖZÜ: Gerçeği
bilip susanlar, gerçeği bilmeyip söyleyenler kadar tehlikelidir.-Alıntı
ÇİVİ
Hüseyin
Anıl dün "Genel Başkanlar da, birer 'tek adam' mıdır?" dedi.
Beni
Bi Gülmek Aldı: )))))