1972
yıl Dünya sahnesinde olmayan Yunanistan 1822 yılında İngiliz, Fransız ve
Rusların yardımı ile Mora yarım adasında Dünya sahnesine tekrar çıkabildi..
Batı'nın,
karanlık dönemden Aydınlanma dönemine çıkışı İlyada eseri ile tanışması ile
gerçek oldu.
İlyada,
Mora yarım adasından çıkıp gelen ve Truva önlerine gelen Akhalar ile Truvalılar
arasındaki savaşı anlatır.
Her
ne kadar Truva savaşının, Truva prensi Paris'in Akha prensi Helen'i kaçırması
sonucu çıktığı anlatılır ise de, asıl neden kıraç topraklarda yaşayan
Helenlerin, semiz ve bereketli Anadolu toprakları ile balık zengini denizlerine
göz dikmelerinden dolayı çıkmıştı.
Yani,
Dünyanın bilinen ilk emperyalist savaşı idi Truva savaşı.
Helenler
emperyalist, Truvalılar ise vatanlarını savunan halk idi.
Helenler,
Truva savaşını tahta at hilesi ile on yıl sonra ancak kazanabilmişlerdi.
Batı,
Helen uygarlığını kendi uygarlığının temeli olarak kabul etti.
Batı,
Helenlerin Türklerin egemenliği altında olduğunu görünce, husumetlerini
Türklere yönelttiler.
Bir
nesli 18 yıl kabul dersek.
Helenler
MÖ 150 yılından MS 1822 yılları arasında 1972 yıl esir hayatı yaşadılar.
Helenler,
1972 / 18 = 110 nesil önce Roma'nın sonra da Cenova ve Venediklerin
hâkimiyetinden sonra 1458 yılından sonra da Osmanlı yönetiminde yaşamışlardır.
110
nesil başkalarının egemenliğinde yaşayan bir halkın ne kadar Sokrates, Platon
ve Aristo'nun mirasçıları olabilirler, siz düşünün.
Adalar
denizinde bulunan Rodos ve on iki adalar, 1522 yılında Osmanlı hâkimiyetine
girdiler.
Bu
adalar, Rodos Şövalyelerinin egemenliğinde idi.
Bu
canım adaları yani Menteşe adalarını 1912 yılında bir askeri darbe ile yönetime
el koyan İttihat ve Terakki Cemiyetinin beceriksizliği yüzünden İtalyanlara
kaptırmıştık.
Hatta
darbeci İttihat ve Terakki yönetimi I. Dünya savaşını da doğru okuyamadığı
için, Balkanları, Mezopotamya'yı ve adalar denizindeki adalarımızı Yunanistan'a
terk etmek zorunda kaldık.
Rodos
ve on iki ada İtalyanların elinde olduğu için bu adalara Yunanlılar
ulaşamadılar.
II.
Dünya savaşında İtalyanlar yenilince, İngilizler Rodos ve on iki adayı ( Menteşe
adaları) altın tepsi içinde Yunanistan'a hediye ettiler.
Bu
adalar hem Anadolu'ya çok yakındılar, hem de halkının çoğunluğu Türk idi.
Anadolu'ya
çok yakın olan adaların Yunanistan'a verilmesi adeta bir bubi tuzağı özelliği
taşıyordu.
İngilizler
başta olmak üzere Batı, bubi tuzağı gibi duran bu adaları istediği zaman
Yunanistan ile Türkiye arasında bir sorun çıkarmak ve gizli hedeflerine ulaşmak
için, kullandılar/ kullanmaktadırlar.
Adından
da anlaşılacağı gibi Menteşe adaları, en çok Muğla ilini ilgilendiriyor.
Biz
ise, içerde kısır konular ile uğraşıyoruz.
Eğer,
Menteşe adaları yüzünden bir çatışma çıkar ise, bu işin en büyük zararı Muğla
iline yansır.
Bu
konular, düşünülüp, gerekli ve mümkün olan tedbirler bugünden itibaren
alınmalıdır.
Bu
tedbirlerin ilk adımı, Menteşe adalarının Türk toprağı oluşunun 500. yılı olan
bu yıl, yeni kuşaklara doğrular anlatılmalı ve gereği gibi kutlanmalıdır ki,
gençlerimiz bilinçlensinler.