Doğum,
yaşam ve ölüm... Bunlar hayatın kaçınılmaz gerçekleri... Ancak ölüm çok zor.
Ölüm çok uzak. Öyle ki ölmek çoğu zaman bir ömür sürüyor. Ve biz farkında olsak
da olmasak da yaşam yolculuğunda o kaçınılmaz sona doğru yol alıyoruz,
ardımızda çok şey bırakarak.
Bu
yolculukta geçmiş, artık bize zarar veremeyecek kadar geride; gelecek ise
hayallerimize engel olamayacak kadar yakınımızda. Ancak insanoğlu geride
kalanlara takılıp kaldığından ya da önüne set olanlardan dolayı yol alamıyor
çoğu zaman. Yolculuk sırasında sürekli ileriye doğru asılsa da gittikçe gerilen
bağ onun ilerlemesini engelliyor. Yolun kendisinin olduğunu zannedip kimseye
yol vermek ya da kimseyle yol arkadaşlığı yapmak istemeyenler, sizi yolun
dışına itmek için her yönteme başvurabiliyor.
Peki,
insan; ayağına bağ olan şeylerden, yoluna engel olan bu kimselerden nasıl
kurtulabilir?
Bunun
birçok yöntemi olabilir. Bence bu yöntemlerden en etkili olanı geri çekilmek.
İnsan
uzun hayat yolculuğunda bazen geri çekilmeli... Geri çekilip gerilen ipi gevşetmeli
ki ondan kurtulabilsin. Gerildikçe direnen o bağı çözebilsin. Geçmişin
esaretinden kurtulup hızlanabilsin ve "Bu yolda/yarışta ben de varım."
diyebilsin. Yani yolda kalabilsin...
Geri
çekilmeli ki bir toz bulutunun eşlik ettiği kalabalıktan kendini koruyabilsin.
Önünde giden liyakatsiz, fakat emeğinden ve liyakatinden daha fazlasını
arzulayan ve yaltaklanmayı meslek edinen zavallıları görüp yeniden başlama
arzusu içini doldursun.
Geri
çekilmeli ki daimî mutluluk arayışlarının anlamsız olduğunu görebilsin. Yolda
olmanın, her şeye rağmen yoluna devam etmekten daha asil olduğunu anlayabilsin.
Başkalarının yenilgi dediği şeyin üzülmeyi gerektirmeyen, aksine sahibini
ateşleyen bir öğrenme olduğunu görebilsin.
Geri
çekilmeli ki iç içe geçen ihanetleri, iftiraları, dedikoduları, haksızlıkları,
iki yüzlülükleri kendisinden uzaklaştırsın. Kötü, çirkin, yanlış, edepsiz,
faydasız şeyler/kişiler ile arasına mesafe koyabilsin. Ve geri çekilmenin
kaçmak değil, korunmak olduğunu görebilsin.
Geri
çekilmeli ki hırsların zehirlediği havayı teneffüs etmekten uzaklaşabilsin.
Kalpleri ve akılları isabet, feraset ve dirayetten uzak olanların malayani
(amaçsız ve lüzumsuz düşünce ve iş) ikliminde zehirlenmesin. Derin derin nefes
alıp inanmışlığın kokusunu içine çekebilsin.
Geri
çekilmeli ki aldatmanın aldanma, karalamanın kendini zindana hapsetme,
itibarsızlaştırmanın kendini hiçleştirme, iftiranın zavallılık, iki yüzlülüğün
acınası bir hâl olduğunu görebilsin.
Geri
çekilmeli ki otoritenin gözündeki yükselişin ancak boyun eğmekle mümkün olan
bir aşağılanma olduğunu, dalkavukluğun ise bir kariyer planlaması olmadığını
görebilsin.
Geri
çekilmeli ki hep kazanma hayaliyle süslenmiş bir yolda olmadığını, insanın aynı
zamanda kendi yazdığı kadere doğru yol aldığını da görebilsin.
Geri
çekilmeli ki kendisine bakabilsin, kendisinden sıyrılıp içindeki özü
görebilsin. Görsün ki kendisi için anlamlı bir geleceğin planını yapabilsin.
Geri
çekilmeli ki profesyonellik adına körelen vicdanları ve merhametsizlikleri
görebilsin. Ciddiyetin çirkinleştirdiği yüzleri, bürokrasinin kararttığı
hayatları görsün. Gücün güçsüzleştirdiği, iktidarın gözünü kör ettiği, hırsın
zehirlediği insancıkları görebilsin. Gölgesinden korkanların, başkaları için
yapacak bir şeyleri olmadığını görebilsin.
Geri
çekilmeli ki içindeki hırsları ve hevesleri bir bir yakabilsin. Yaksın ki
kendini yitirmeden hakikati bulamayacağını hatırlasın. Arınmadan kendini
bulamayacağını öğrenebilsin. Temizliğin başkalarına karışmakta değil, kendi
özüne dönüp arınmakla mümkün olduğunu görebilsin.
Geri
çekilmeli ki çeşme başında dinlenip dağılan ruhunu toplayarak nefeslenebilsin.
Geri çekilmeli ki hayatın anlamı daha da billurlaşsın.
Geri
çekilmeli ki geçmişin muhasebesini yapabilsin. Çünkü hayat yaşanırken değil,
her şey olup bittikten sonra daha iyi anlaşılırmış. Bugün nerede olduğunu,
geriye doğru bakınca daha iyi görebilsin.
Geri
çekilmeli ki yüklerinden ve sana zarar vermek isteyenlerden kurtulabilsin.
Çünkü insan geri çekilince yaşanmışlıklar sise gömülüverir. Yaşanan olumsuzlukların,
mobbinglerin, çelme takmaların, itibarsızlaştırmaların üstü örtülüverir. Temiz
bir sayfa açılıverir.
Ey
yolcu!
Yol
almak istiyorsan; yavaşla, dur ve karşıya bak. Hızlanmak istiyorsan, çekil bir
gölgeye ve dinlen. Suyunu iç, mataranı doldur, ayakkabının bağını sıkılaştır.
Hedefine varmak istiyorsan, derin derin nefesler al ve geleceğini hayal et.
Çünkü çıktığın uzun yolda bunlara vaktin olmayacak.
29.06.2022