2004 ÖZDEN AKGÜÇ
Bir
Alman atasözü vardır; "Şeytan detayda gizlidir" diye.
Biz
"93 Harbi" olarak bilinen 1876-77 Osmanlı-Rus savaşını pek bilmediğimizden,
Ermeni sözde soykırımı hakkında birçok önemli olayı ıskalarız.
Osmanlı
Devleti, savaş istememesine rağmen, hatta bir savaştan kaçınmak için her şeyi
yapmasına rağmen 1. Meşrutiyetin 5. gününde kendisini 93 Harbi'nin (1877
Osmanlı-Rus) içinde bulmuştur.
Bu
savaş sonunda Bulgaristan bağımsızlığına kavuşmuş, Rus orduları Ayastafanos'a
(Yeşilyurt) kadar gelmişlerdi.
Doğuda
ise Ruslar, Erzurum'a kadar olan Osmanlı topraklarını işgal etmişlerdi.
Yani
Erzurum'un doğusu Trabzon, Rize, Kars, Ağrı, Artvin, Van gibi vilayetler
Rusların eline geçmişti.
Ruslar
daha ilerleyeceklerdi ama boğazlara yaklaştığını gören İngiltere devreye girdi.
Ruslar,
Yeşilyurt'tan bugünkü Avrupa'daki hudutlarımıza kadar çekildiler.
Buna
karşılık Osmanlı Devleti, Kıbrıs'ı 99 yıllığına İngiltere'ye kiraladı.
Ama
Ruslar doğu hudutlarımızdan çekilmediler.
Hatta
bu toprakları o denli benimsediler ki, buralara özel statüler verdiler.
Kalkınmada öncelikli bölge olarak kabul ettiler.
Bunun
en çarpıcı örneği bu bölgede iki modern kent kurdular; Sarıkamış ve Kars.
Bu
kentler o denli modern inşa edilmişlerdi ki, emsalleri Rusya'da bile yoktu.
1877'den
1917 yılına kadar 40 yıl bu bölge Rus
egemenliğinde kaldı.
Bu
toprakları 1917'de Kâzım Karabekir tekrar Türk topraklarına kattı.
Şimdi
bir düşünün!
Bu
coğrafyada Rusların da desteği ile Ermeniler Müslüman halka neler yaptılar?
Hatta
Rusların bulunduğu coğrafyayı kullanarak geceleri Osmanlı topraklarındaki Türk
köylerine baskınlar düzenliyorlar, katliam üstüne katliam yapıyorlardı.
Tabi
Osmanlı topraklarındaki Ermeniler de Rus topraklarından gelen Ermeni çetelerine
yardımcı oluyorlardı.
Osmanlı'ya
sadık Ermenileri de Ermeni çetelerince katlediyorlardı.
Osmanlı
1915 yılında Çanakkale'de ve Kütûl-Ammarede Avrupalılar ile boğuşurken, doğudaki
Ermeniler saldırılarını büsbütün arttırdılar.
Şimdi
bu gerçekleri bilerek düşünelim;
Trabzon'daki,
Rize'deki, Van'daki, Erzurum'daki, Bitlis deki Müslümanlara Rus yönetiminde 41
yıl Ermeniler neler yapmadılar?
Herkes
1915 yılındaki olayları anlamaya çalışır iken, doğu bölgemizdeki vilayetlerin
Türk yönetiminde olduğunu zannediyor.
Hâlbuki
Türk bu vilayetlere ancak 1917 yılında tekrar gelebilmişlerdir.
Ermeni
asıllı Fransız gazeteci başbakanımıza soruyor; "siz, sözde" kelimesini
kullanmadınız, bu Ermeni soykırımını kabullenmiş olmuyor musunuz?" diye.
Başbakan'ın
cevabı çok ilginç;
"Sizi
anlamıyorum, biz geleceğimizi dostluk kardeşlik üzerine kurmaya çalışır iken,
siz inadına eski kinleri gündeme getiriyorsunuz, nasıl güzel bir dünyayı bu
mantıkla kurabiliriz?"
Bende
bu cevaba aynen katılıyorum.
Aradan
90 yıl geçmiş, Viyana'da, Bosna Hersek'te, Kosova'da ve hatta günümüzde Irak'ta
ve Filistin'de her gün soykırım yapılır iken, bunlar gündeme gelmiyorlar da, 90
yıl önce Ermenilerin yaptığı bir soykırım, çarpıtılarak pişirilip pişirilip
önümüze konuyor?
Galiba,
batının barışa, kardeşliğe hâlâ ihtiyacı yok.
Nasıl
olsa, en öldürücü silahı hâlâ ben yapıyorum diye, düşünüyorlar...
Yazık
bu Dünya'ya,
Yazık
insanlığa...