Dünkü
yazımda "Bir devir kapanıyor mu?" ara başlığı altında "Erol
Kutlay'da Korona önlemleri karşısında tükendi ve kendisini 'emekli' etti...
Tarihi sinema geçen Cuma günü boşaltılmaya başladı. ... Muğla'da işyerleri
birer birer kapanıyor. Op. Dr. İbrahim Özman'ın haklı çıkmasını en çok bu
yüzden istiyorum." ifadesinde bulunmuştum. Çünkü O'na göre Muğla
kontrollü normalleşmeye geçebilir...
Doğrusu
bunu derken geçen Cumartesi günü "kıyamet kopacağı" beklentim yoktu. Ama sosyal
medya ortamında kıyamet koptu... "Zeybek Sineması" için değil, en az 30
yıldır bu sinemayı işleten 81 yaşındaki Erol Kutlay için koptu...
Aslında "yaygara" koparıldı.. Sinema için diyenler olursa, ki oldu da
ama öyle olsa daha önce "Menteşe Belediye Sineması" için koparılırdı o
kıyamet..
Bizimkisi
"bilmemezlik" değilse, bu biraz eyyamcılık ve popülizm olmalı... Birazda
yaygaracılık...
Altar
Zeyhan'ın
bu konuda yaptığı haberlerin altına yapılan yorumlara baktım, "millet"
coşmuş... Biri "Filancanın yüzünden" dese, o filancanın çatısını
cam çerçeve tepesine indirmeye hazır olanları gördüm... Hafiften gaz veren olsa
içlerinde "Amcaya yardım kampanyası başlatalım" demeye hazır çok
kişi vardı. Nitekim Menteşe'den eğitimci Müjgan Erenay Şalk "Gün
Erol ağabeye sahip çıkma günüdür haydi Muğla" diye yazmış. Bodrum'dan
dostum Muammer Özdemir şu ifadede bulunmuş:
"Menteşe
ve Muğla Büyükşehir belediyeleri gerekli yardım ve desteği Muğla halkı adına
yapmalılar. Ayrıca kadim CHP'li Erol ağabeye sahip çıkmalılar. Zeybek Sineması
Muğla'nın sembollerindendir. Erol ağabeyde çarşıda az sayıda kalmış en eski
işletmecilerdendir."
Hala
şaşkınlık içindeyim... Kendime yakın gördüğüm için bu iki ismi örnek verdim.
Duygusallık içinde olduklarının farkındayım... Başka niyetleri yoktur...
xx xx xx
Hemen
herkes iki belediye başkanımızı, özellikle Menteşe Belediye Başkanı Bahattin
Gümüş'ü adres göstermiş. Bahattin Gümüş'ün belediye başkanlığını
sağlayanların önde geleni Erol Kutlay olduğu için olabilir mi bilemem,
ama pek severler birbirlerini..!
Ben
de "Ama Bahattin Başkan'ın yükü ağır. Esençay yükü olmasa neden olmasın..
Dostu Erol Kapiz'e bile faydalı olmadı. Olsa dükkan sizin." diyebilirim,
ama Erol Kutlay aç açıkta kalmış değil ki... Allah göstermesin, Erol
Kutlay darda kalsa Bahattin Gümüş oğlu gibi, size bize mi soracak?
Lafını ettirmez...
Allah'tan olup
bitenlere daha soğukkanlı, duygusallıktan uzak bakabilenlerde vardı. Köyceğiz'den
bankacı Ahmet Şahan birisine yanıt verirken "Belediye çözecek olsa
hazır sinemayı yıkar garip bir otopark yapar mııydı???" diye sormuş.
Aklı başında insanları seviyorum. Kendisini "Ahmet Şahan seni tebrik
ediyorum. Hiç mi sağ duyulu adam kalmadı diyecektim ki sen çıktın..." diye
kutladım.
Bu
köşenin takipçilerinden Hakan Erbil Karakuş da "Bence Zeybek
sineması ilk golünü ayakta kalabilmek adına salon sayısını arttırırken
hatıralarda kalan o kocaman sahnesini böldüğünde yedi... O nostaljik sinema salonu
kültürü kayboldu keşke geç kalmış olmasaydık ve o salon bölünmeden önce her
seansın en az yarısını doldurabilseydik... Umarım kapanmaz ve gerekli destek
bulunur" demiş.. Böyle söze ne denir ki..?
xx xx xx
Sakın
yanlış anlaşılmasın. Zeybek Sineması, tıpkı Kulüp Sineması, Bahar
Sineması, Menteşe Belediye Sineması, Yazlık Ferayi Sineması gibi
"Muğla kültürünün, sosyal yaşamının" bir parçasıdır. Yaşarken "nostalji"
olmuştur. Ancak "tarihi eser", SİT filan da değildir. Altar'ın
haberlerinin altındaki yorumları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan
biri görse maazallah Zeybek Sineması'nı "tescillemeye" kalkar...
Yapıldığı
zaman azameti, zerafeti ve "estetiği" ile Muğlalıların gururu
olduğu gibi dışardan gelenlerde hayranlık uyandıran Zeybek Sineması, o
kocaman görkemli sahnesi ikiye bölünüp, cep salonlarla "anılar" da
paramparça edilirken neredeydiniz?
O
acayip yorumlardan; "belediyeden destek isteyen" bir yorumun altına da dayanamayıp, "Beni
de bi gülmek aldı" diye yazdım. Sevgili Hasan Balı'da bu
sözümün üzerinden şu ifadeleri kullandı;
"Erol
Kutlay ile sinema bir bütündü. Belediye makineleri satın alıp, kira
sözleşmesini yenileyerek ve Erol Kutlay'dan sinemanın başında 'az da olsa bir
ücret karşılığında' oturmasını isteyerek hem sinema kültürüne hem de
kendilerini, geldikleri makama getirene sahip çıkmış olurlardı. Malesef beni
yine şaşırtmadılar. Özcan Özgür ağabeyimi yine gülmek aldı..."
Sevgili
Hasan, neredeyse 20 senedir anamız ağlıyor, bırak beni bir gülmek
bari alsın, ama 'az da olsa bir ücret karşılığında' sözünü de
sana yakıştıramadım! Ne o öyle bostana bekçi gibi... Bence bu saatten sonra Erol
ağabeyimiz Bahattin başkana çok iyi "Kültür Sanat Danışmanı"
olabilirdi.
Şükürler
olsun ki, Erol ağabeyin kimseye muhtaçlığı olmaz, ama Bahattin Başkan'ın O'na
ihtiyacı olabilir...
xx xx xx
Genç
meslektaşımız Altar Zeyhan yine yapacağını yaptı.
Geçen
Cumartesi günü ardı ardına paylaştığı üç Zeybek Sineması haberi
sosyal medyayı salladı. Bakalım Muğla'yı ne kadar sallayacak?
Altar
Zeyhan'dan
önce "Tarihi Zeybek Sineması ile ilgili iç sızlatan haber"
başlıklı haber geldi; "Muğla'nın Menteşe ilçesindeki tarihi Zeybek
Sineması ile ilgili iç sızlatan haber geldi. Yaklaşık 65 yıldır sinema
sektöründe çalışan, Profesör lakaplı 81 yaşındaki Erol Kutlay'ın işlettiği,
pandemi nedeniyle uzun süredir kapalı olan Zeybek Sineması'nın faaliyetlerinin
tamamen durdurulduğu öğrenildi. Erol Kutlay, sinemayı boşaltmaya başladığını ve
Zeybek Sineması'nın tamamen kapandığını açıkladı." diye...
Aklıma
Erol Kutlay gibi Muğla markalarından olan "Çorbacı Burhan"
da sosyal medya hesabından canlı yayında "Esnaflığı tamamen bırakacağını"
duyurmuştu, ama...
Sahi
biz neredeydik o zaman..?
Altar
Zeyhan'dan
o gün ardından "Sinemacı Erol; Geri Dönmek isterim" başlıklı
haber geldi. Bu haberde Erol Kutlay, "Mekan sahibine 'bu pandemi
döneminde sinemalar kapalı. Bizim borcumuz borçtur. Ödenir bunlar' dedim. Mekan
sahibi de 'ben çalışmayan yerin kirasını senden almam Erol Abi' dedi. Teşekkür
ettim kendisine. Aralık sonlarına doğru oğlunun bürosundan beni aradılar. Çocuk
benim önüme kağıt çıkardı ve 'Pandemide bu sinemanın olacağı yok. 45 bin lira
alacağımızı almayalım sen sinemayı bırak' dedi çocuk." diye şikayet
ederken, sinemanın kapatılmasının Muğla'yı ve kendisini çok üzdüğünü söyleyerek,
"Ben geri dönmek isterim. Eşyalar henüz toplanmadı" diyordu...
O
şikayetten sonra bu geri dönüş olur mu, bilemiyorum..!
Aynı
gün içinde sevgili Altar'dan "Şükrü Zeybek; Zeybek Sineması'nın
kapanmasını istemiyoruz" başlıklı üçüncü haber geldi. Bu haberde de 18.
Dönem Muğla Milletvekili Şükrü Zeybek, sinemanın kapanmasını
istemediklerinin altını çizerken, "Belediye Sinemasının yanmasını takip
eden günlerden itibaren kiracımız olan Erol Kutlay sinemayı yaşatmıştır. Biz de
babamızın bize vasiyeti üzerine sayın Erol Kutlay'ı sıkıntıya sokmadan onun
dilediği şartlarda bu güne kadar geldik." diyerek şu ifadelerde
bulunmuş:
"Ancak,
pandemide sinemalarda da sorunlar yaşadı. Haziran ayında Erol Kutlay ile
görüştük. Geçtiğimiz 3 ayın kirasını talep etmedik. Ancak ileriye dönük bir
umut olmadığı düşüncesi ile 31 Aralık 2020'de sinemayı boşaltması şartıyla
kendisinden kira talep etmeyeceğimizi bildirdik. Bu süre zarfında kendisinin de
yaşı icabı gerekli önlenleri alabileceğini düşündük. Bu sürede kendisini bir daha
rahatsız etmedik. Kira için bizimle konuşmak isteyenlere Erol Kutlay ile
görüşmelerini tavsiye ettik. Ocak 2021'de kendi iş yerim Akçaova'da bir depo
olduğu için Erol Kutlay'ın ulaşımı kolay olsun diye avukat oğlum Bahattin
Zeybek'in bürosuna davet ettik. Kendisi, 28 Şubat'ta ben burayı tahliye
ediyorum, bu güne kadar ki anlayışınız için teşekkür ediyorum dedi. Önüne konan
bir kağıt yoktur. Biz salonu teslim aldıktan sonra Kültür Bakanlığı'na veya
Muğla Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü'ne müracaat ederek bu salonun
yaşaması için neler yapılabileceğini görüşmeyi düşünüyoruz. Sokağa ismini veren
Zeybek Sineması'nın yaşaması bizim de arzumuzdur."
xx xx xx
Anlamakta
gerçekten zorluk çekiyorum...
İfadelerden
anlaşılacağı gibi Zeybek ailesinin sinemayı kapattığı filan yok. Aile
ile ben de görüştüm. Baba ve Dede rahmetli Ahmet Zeybek'in
vasiyetini yerine getirdiklerini, sinemacılıktan anlamadıklarını, kendilerinin
de yapma niyetleri olmadığını ve bu yüzlerden bu sinema işine "ticari"
bakmadıklarını ve aylık "4 bin lira" kira aldıklarını söylediler...
Ki,
Uğur Mumcu Bulvarı'ndaki AVM'ler yokken sinemayı yıkıp bir 'otoparklı
katlı AVM' yapabilirlerdi...
Muğlalıların anılarının kül
olduğu "Yanan Belediye Sineması"nın yerine katlı otopark tercih
edilirken yapmamışlar... Yapsalar ayda 4 bin liradan fazla
kazanırlardı... O zaman o acımasız eleştiriler ne öyle...
Sosyal
medya hesaplarından yorum yapanlar da oldu. Onlardan Av. Kazım Eren de "Mesele
sadece Zeybek Sineması'ndan ibaret değil ne yazık ki. Tüm esnaf yok olmanın
eşiğine gelmiş durumda." diye asıl gerçeğin altını çizerek şöyle devam
etti:
"Daha
geçenlerde Burhan Abi (Çorbacı Burhan Kılıç) durumunu anlatan bir video
paylaştı. Demek istediğim şu ki çözüm kişi bazında değil, ancak toplu olursa
işe yarar. Evet bu konuda öncelikle Hükümete, daha sonra ise Yerel Yönetimlere
görev düşüyor. Yerel yöneticilere sesimizi duyurma konusuna gelince; bu konuda
Erol amca hepimizden çok daha kolay ulaşır kendilerine. Zira yıllarca o çözüm
beklediğiniz koltuklarda oturanları makamlarında tutabilmek için, bu memleketin
nice eğitimli, becerikli çocuklarının harcanmasında emeği çoktur. O yüzden
kampanya başlatacaksanız sadece Zeybek Sineması için değil, tüm esnaflarımız
için başlatılmalıdır. Erol Amcaya söylerseniz Osman Başkanla görüşür sizin
için."
Asıl
gerçeğin altını çizen bir isim daha var; Menteşe Kent Konseyi Başkanı da
olan Kardiyolog Op. Dr. Vehip Keskin... Yarın O'nunla devam
edelim...
--------------------------------------------
GÜNÜN
SÖZÜ: Eğer düşman sana ödül veriyorsa, sende bir puştluk var demektir. -Alıntı.
ÇİVİ
Arkadaşım
"Zeybek sinemasına en son ne zaman gittin?" diye sordu.
Beni
Bi Gülmek Aldı: )))))