90'larda Orta okul öğrencisiyken, evdeki masa üstü, tüplü bilgisayar ne zaman lazım olsa beni kütüphaneye gidip araştırmaya yönlendirirdi. "Teknik servis" virüs girmiştir der, format atılacağını söyleyip, makinayı alır giderdi.
Şimdiki günlük araştırma ve düşünme ödevlerini biz; yılda iki, dönemde bir kez "dönem ödevi" adı altında yapardık ki, işte bu dönemlerde bilgisayarımız benim deyimimle bozuk, "bilgisayarcının" deyimiyle "virüslü" olurdu. Bilgisayara format atılıp kendisini teslim alana kadar, evdeki kitaplık ve şehirdeki kütüphane imkanlarıyla dönemlik ödev yapılırdı. Ve güzel bir de kapak atılırdı;
Dönem Ödevi.
Yıl 2020. 2019'un Aralık ayında Çin'in Wuhan Kenti'nde başlayan ve ülkemiz dahil tüm dünyayı etkisi altına alan bir tür virüs ile karşı karşıyayız. Kendisi tanış olduklarımızdan epey farklı görünüyor. Ve tüm insanlığı farklılaştıracak gibi duruyor.
Bireyci yaşamaya alışık olanlara oldukça zor geliyor bu süreç ama, "önce biz" diyebilene bir arınma ve ruhsal şifalanma için fırsat niteliğinde.
Önce bana ve hep bana mantığıyla yaşamlarını sürdüren bireylere de "biz" dedirten ve onları da topluma katan, bunu zaruri kıldıran bir yapısı var bu virüsün.
Öyle ya da böyle her şey bittiğinde aslında her şeyin yeni başladığını anlayacak ve zorunluluktan zorlukla oluşacak yeni dünyaya çoktan adapte olmuş olduğumuzu fark edeceğiz. Kişisel ve toplumsal alışkanlıklarımız değişmeye başladı bile.
Belki de bu sefer hayat bize format atıyordur.
Çok öpüşen ve sarılan bir toplum olarak ne kadar zorlanıyor olsak da, karşılaştığımız dosta akrabaya "merhaba" yı yeterli hale getirdi bu virüs. Evlerimizden çalışıyoruz mesela. Çocuklarımız tam kapsamlı olmasa da online eğitim görmeye başladılar. Dışardan siparişi, azmakta mezeyi- balığı kestik. Ekmeği evimizde yapar olduk. Bahçeyi sebzeye hazırladık. Önceleri okumak için fırsat kollarken, şimdi zamanın düşünmeyle ve idrak ile nasıl da aktığını fark edemediğimiz günler yaşıyoruz.
Virüsün ülkemize girdiği ilk haftayı düşünüyorum da, bir film izler gibiydim. Film izliyor ve filmde, ben de oynuyordum. Senaryodan habersiz olarak. Şimdiyse, kendimi yöresel bir halayın ortasında bulmuş ve gruba ayak uydurmaya çalışan bir misafir gibi hissediyorum. Kalıcı değilim ama bu halaya katacağım yeni figürler var.
Yaşadığımız bu süreçte virüs, yaşattığı sıkıntıları da alıp gidecektir hayatımızdan. Anlamak zor, ayak uydurmak zor evet ama hep birlikte az kayıpla atlatabiliriz. Bir dönem ödevi yapar gibi bakış açımızı değiştirerek, sabrederek, çözüme odaklanarak ve elbette "biz" olarak yüksek not alabiliriz diye düşünüyorum. Kapağına atacağımız başlığın gelecek nesillere de umut olmasını diliyorum.
Yorum yazarak Hamle Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Hamle Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Hamle Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Hamle Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Hamle Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Hamle Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Hamle Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Hamle Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.